roman cümlesi

"İnsan hayatı, okunması gerekli kitapların yanında çok, ama çok kısadır. İyi bir okuyucunun okuyabileceği kitap sayısı iki, üç bini geçmez. Bu nedenle asla rastgele okumamalıyız. Ben kitap değil, yazar okuyun derim." (Mehmet Eroğlu)

14 Aralık 2011 Çarşamba

Susan Sontag ve 'Metafor Olarak Hastalık - AIDS ve Metaforları' üstüne bir yazı


Not: Gözde Demirel'in Susan Suntag'in 'Metafor Olarak Hastalık - AIDS ve Metaforları' isimli kitabına da değinen http://www.antidepressan.com/ adresinde yayınlanmış olan yazısı...
Gözde Demirel: Çağımızın vebası, ülkemizin körlüğü

AIDS çağımızı her ne kadar etkilese de Türkçede AIDS hakkında yazılan edebi eserleri bırakın, çeviri bile bulmak çok zor… 
‘Çağımızın vebası’ olarak da anılan AIDS, başta Afrika ülkeleri olmak üzere dünyayı tehdit etmeye devam ediyor. Dünyada 34 milyon kişi AIDS hastası her yıl milyonlarca kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. Çok daha fazlası ise hayata tutunmaya çalışıyor.  Üstelik dünyada annesi nedeniyle AIDS’li olarak doğan milyonlarca çocuk yani AIDS’li nesiller bulunuyor.
AIDS çağımızı her ne kadar etkilese de Türkçede AIDS hakkında yazılan edebi eserleri bırakın, çeviri bile bulmak çok zor. Dünya edebiyatında bu hastalık zaman zaman kendi adıyla zaman zaman metaforik anlatımlarla ciddi bir yer edinmeye başlasa bile ne yazık ki bu etki hala Türkiye’ye ulaşabilmiş değil. Üstelik ülkemizde hala bir AIDS hastasıyla el sıkıştığında bile hastalığı kapacağını zanneden, AIDS hastalarından köşe bucak kaçan ve onlara adeta ‘hayvan’ muamelesi yapan insan(!)lar mevcut.
Meksikalı yazar Mario Bellatin’in bu yıl Notos Kitap tarafından da çevrilen kitabı ‘Güzellik Salonu’ kitabındaki öykülerle başta “AIDS” ve “Homofobi”nin yanı sıra toplum önyargılarından da ustaca bir dille bahsediyor. Alegorik anlatımların sıkça kullanıldığı kitaptaki ironiler insanı acı acı gülümsetiyor.
AIDS’i konu alırken bahsetmemiz gereken bir başka kitap ise Susan Sontag’ın ‘Metafor olarak Hastalık – AIDS ve Metaforları’.  “Amerika’da” gibi bir başyapıta imza atan, hem yazdıkları hem de yaptıkları ile çağımızın önemli figürlerinden biri olan Sontag, AIDS’in doğal bir fenomen olduğunu vurgulayarak onu hastalığı anlamak için ona metaforik olarak bakılması gerektiğini savunuyor. AIDS’e ait mitlere ciddi eleştirilerin yer aldığı kitap “damgalara” inat insanı savunuyor.
Öte yandan biz hem toplum hem de edebiyat olarak AIDS’i reddetmeye devam edelim 1990’lardan itibaren AIDS dünya yazınında sıkça ele alınıyor. AIDS’in bir hastalık olarak tanıtımından öte yaşam içindeki bir “gerçek” olarak anlatıldığı kitaplar raflarda yerlerini alıyor. Buna bir örnek de Allan Garganus’un ‘Plays well with others’ ( Başkalarıyla İyi Oyna)kitabı… Kitapta AIDS hastalarının yaşadıkları günlük hayatlarının akışında anlatılıyor. “Başkalarıyla İyi Oyna” öyküsünde farklı geçmişlere ve ekonomik düzeylere sahip üç genç sanatçının mesleki başarı için geldikleri New York’ta hayata tutunmaya çalışmalarını görüyoruz.  Kahramanların gündelik hayatlarında kabullendiği bir gerçek olarak “AIDS” doğal bir durum olarak öylesi veriliyor ki bu hastalıkla yaşamanın ve umut etmenin ne olduğu birçok bilinçlendirme kitabından daha net yer ediniyor zihinlerde. Kitapta kahramanların yaşadıkları ile zaman zaman dalga geçer üsluplar takınmaları romanın gerçekçiliğini ve başarısını arttırıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder