roman cümlesi

"İnsan hayatı, okunması gerekli kitapların yanında çok, ama çok kısadır. İyi bir okuyucunun okuyabileceği kitap sayısı iki, üç bini geçmez. Bu nedenle asla rastgele okumamalıyız. Ben kitap değil, yazar okuyun derim." (Mehmet Eroğlu)

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Helmut Ortner'in Romanı, "Sacco ve Vanzetti: Amerika'da İki İtalyan, Bir Hukuk Cinayeti"


 

Türkçe'de daha önce "Suikastçı - Hitler'i Tek Başına Öldürmek İsteyen Adam" başlıklı romanı yayınlanmış bulunan Helmut Ortner'in "Sacco ve Vanzetti: Amerika'da İki İtalyan, Bir Hukuk Cinayeti" romanı da Emrah Cilasun çevirisiyle Agora Kitaplığı'ndan yayınlandı.

15 Nisan 1920’de ABD’nin Massachusetts eyaletinde haydutlar, bir şirketin aylıklarını taşıyan bir para nakil arabasına saldırıp iki korumayı öldürürler ve gasp ettikleri parayla birlikte kaçarlar. Kısa bir süre sonra polisin yürüttüğü soruşturma, Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti adlı İtalyan göçmenin üstünde yoğunlaşır. Sacco ile Vanzetti hem İtalyan, yani yabancı ve göçmen, hem anarşist, hem de ateisttirler. Bu bileşim, dönemin ABD’sinde halkta korku ve panik yaratmaya en münasip görülen özelliklerdir. Nitekim çok geçmeden bu ikili tutuklanmış, aleyhlerinde somut delil bulunmamasına, uyduruk delil yaratma çabaları da son derece temelsiz görünmesine rağmen, önyargılı bir savcı ve hakimin yönetiminde ölüm cezasına çarptırılmışlardır. Helmut Ortner’in bir siyasi polisiye üslûbuyla, bir roman akıcılığında kurguladığı Sacco ile Vanzetti – Amerika’da İki İtalyan, Bir Hukuk Cinayeti, 20. yüzyıl başında Amerika Birleşik Devletleri’nde hoşgörüsüzlük ve yabancı düşmanlığının ne kadar canice ölçülere vardığını göstermekte; ayrıca, aradan yüz yıl gibi bir süre geçmesine rağmen  dünyamızın şu andaki siyasal-kültürel atmosferinin nasıl da pek değişmeden kaldığına ışık tutmaktadır...

Sacco ile Vanzetti
yuvarlanıyor iri, sıcak damlalar
bakır yanaklarımızdan
yuvarlanıyor iri, sıcak damlalar
kalbimizde!
kalbimiz artık dar geliyor bize !
kopararak
kanlı sargıları
yaramızdan!
dişi bir kaplanız ki biz
dişlerimizde taşıyoruz, altın başlı
yavrularımızın ölüsünü ...
kimin kızıl gönüllü sarı alnına
sardık sevginin beyaz çiçekli örgüsünü!
kan geliyor kainatın rengi bize!
yuvarlanıyor iri, sıcak damlalar
bakır yanaklarımızdan
kalbimize!

hikaye:

onların cebinde fırkamızın bileti yoktu
onlar, kurtuluşun kapısına varmayı,
ferdin cesur hamlelerinden uman
iki saf ve namuslu çocuktu!
ne milyonların rehberiydi onlar,
ne de inzibatlı bir devrim ordusunun askeri!
devrimin sıra neferiydi onlar,
devrimin namuslu neferi.
yanıyordu kanlarında şavkı italya güneşlerinin
koştular temiz esmer alınlarla hayatın sesine
dövüştüler yanında dövüşen kardeşlerinin
yeni dünyaya düştüler eski zulmün pençesine!
yedi yıl ölümün karşısında gülerek durdular
elektrikli iskemleye
kadife bir koltukmuş gibi oturdular
yürekleri dört bin volta yedi dakika dayandı
yandı yürekleri
yedi dakika yandı
cani değildiler, kurban gittiler bir cinayete
kurban gittiler dolarların emrindeki adalete!
hayatlarında olmadılarsa da kitlelerin rehberi,
ölümleriyle şaha kaldırdı kitleleri
bu iki ihtilal neferi!

kıssadan hisse:

burjuvazi,
katletti içimizden ikisini
bu iki ölü ölmeyen ölümsüzdür!
burjuvazi,
kavgaya davet etti bizi
davetleri kabulümüzdür!
biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan gülmesini,
biliriz öylece yaşamasını ölmesini
hepimiz - birimiz için,
birimiz - hepimiz için.
Nazım Hikmet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder